Hayatla Sidik Yarıştırmak

Amacımız nedir bir türlü anlamıyorum.  Sürekli daha hızlısı, daha iyisi, daha gelişmişi, daha dahası… Farkında değiliz ama Teknoloji bizi  -biz’den kastım sadece Türkiye değil tüm insanlık- almış avuçlarına buruşturuyor.

Dün tüm ajanslara şöyle bir haber düştü, efendim işte Falcon HTV-2 ismini taktıkları sesten 20 kat daha hızlı olan uçağın deneme uçuşu gerçekleştirileceği söyleniyordu haberde.

Yani artık Londra’dan Sydney’e 1 saatte, İstanbul’dan Samsun’a 10 dakikaya ulaşılabilecek bir teknoloji geliştirilmiş.

Bitsin paşam. Yeter..

Hayatta neyden zevk alacağız? Ne yapıp yorulacağız da ne yaparak dinlemenin keyfini çıkartacağız. Bırakın Hawaii’ye gidebilmek benim için hayal olsun, günler alsın. Elleşmeyin daha fazla dünyamıza iyice küçültmeyin.

Bırakın memleketimi özleyeyim ben senede bir defa gidebilirsem gideyim gidemezsem “Seneye kısmetse” deyip avutayım kendimi. Dokunmayın Hasreti yaşayalım ki kavuşmanın o muazzam mutluluğunun keyfini tadını çıkartalım.

Avustralya hakkında atıp tutabilmeye devam edelim. “Olm Sydney’de hatun sayısı erkeklerden daha fazlaymış” diyebileyim mesela, ya da ne bileyim İsveç’e gidebilen gelsin anlatsın abarta abarta, ağzımız açık dinleyelim.

Bugün sesten hızlı uçak, yarın mükemmel ırk (fiziksel olarak çok güzel kızlar, şekil şemal erkekler), ondan sonraki gün, yemek hapı vs vs.

Gidişat öyle ki, ne kurabilecek bir hayale, ne özleyebileceğimiz bir memlekete, ne de aşka yer kalmayacak dünyada.

Düşünsenize;
Geliştirilen hangi yemek hapı bol yumurtalı, acılı bir menemenin yerini tutabilir ki? ya da hangi hapı yuttuğunuzda ağzınız yanar? Hasta olmak bile aslında bir nimettir dünyada Mevla’m şifasını verdikten sonra yatıp nazlanmanın işten kaytarmanın yerini hangi grip aşısı alabilir?

Mektup yazmanın, mektup beklemenin bile tarihe gömülmesini hazmedememişken insanoğlu almayın elinden yaşama sevincini. Yapacak birşey bulamayınca insan döner kıçıyla oynarmış. İnsanlığı kıça mahkum etmeyin.

Hayatla sidik yarıştırmayın Alllah aşkına..

11 Ağustos 2011