Amacım kendi köşemde kendi düşüncelerimi yazmak, Yazarken edebi kaygılar taşımam, sadece derdimi yazarım.

Son Yorumlar

  • Selman Gün:

    Allah yar ve yardımcın olsun kardeşim : ) Altın-dolar'ı bırak doğalgaz-pe...

  • Hüsnü Güneşdoğdu:

    Tamam yani 2020 kötü geçer diyordum da bu kadarı da biraz fazla mı oldu ne ...

  • Hüsnü Güneşdoğdu:

    Bu nasıl bir analiz bu nasıl bir öngörü be kardeşim :) 2015 sönük kaldı...

  • Selman Gün:

    Böylesi bir güzelliği illa da Batı'lı bir şahsiyet tanınmlayan zihniyet z...

  • Selman:

    Bu aslında biraz da çocukların toplumsal hayatın merkezine yerleşmesi ile i...

  • Dedemin İnsanları

    Kimsenin etkisi altında kalmadan ne abartılı övgülere ne de yerin dibine sokan eleştirilere fırsat vermeden gitmek istediğim bir filmdi.

    Çağan Irmak’tır sonuçta bu tarz özellikle yöresel temalardaki filmleri çok iyi çekebilen bir isim gözü kapalı gidilmesi gerekir böyle insanların filmlerine.

    Sanırım Çağan Irmak, etkisi altında kaldığımız Babam ve Oğlum’ın kendisi de hala etkisinde kalmış olacak ki Dedemin İnsanları da biraz Babam ve Oğlum’u andırıyor. Bölge aynı bölge konu aynı, konu aynı değil de yani yine dede ve torun öyküsü var.

    Çetin Tekindor, yine naçar dede rolünde, neyse ki Humeyra bu sefer nine rolünde değil farklı bir rolde de durumu kurtarmışlar biraz.

    İnsan elinde olmadan farklı bir sima görmek istiyor. Tamam, Çetin Tekindor’un oyunculuğuna laf söylediğimiz yok fakat filmi izlerken sürekli beynimizin bir kısmında “Gitme diyeydiiiim” sahnesinin canlanması da pek iyi olmuyor.

    Yan oyuncuların seçimi çok hoşuma gitti. O çocuklara o oyunculuğu yapmayı nasıl başarıyorlar bilmiyorum. Özellikle torun rolündeki Ozan ve çırak filme gerçekten emeklerini katmışlar. Özellikle çırağın hani o çakma filmlerdeki saçma salak figüranların robotumsu konuşmalarının ötesinde, içten samimi konuşması ve ağız hareketleri, arkadaş adamın içi kaynıyor resmen.

    Filmde ufaktan bir sosyal mesaj verme durumu olsa da Çağan Irmak’ın kesinlikle bir şeyi fazla abartmayı sevmediğini düşünüyorum ki ondan sebep öyle insana gına getiren bir mesaj yağmuru yok. En Azından New York’ta 5 Minare’ye göre hiç yok bile diyebiliriz.

    Bir Önceki filmindeki o tavan yapan filmin doruğa çıktığı sahneler bu filmde pek yok sadece bir sahne var o da Babam ve Oğlum’daki Fikret Kuşkan‘ın veya Deniz’in delikanlıyı bozacak dozdaki sahneleri gibi değil.

    Seviyorum ben Çağan Irmak’ın filmlerini, seviyorum çünkü filmlerinde öyle boğaz kenarındaki bir yalıda yaşayan sosyete bozmalarının çakma dramlarından öte bizden komşunun evinden bir öyküymüş gibi hissettirebiliyor. Yani filmlerinde kendinizi isterseniz herhangi bir karakterin içine dahil edebilirsiniz. Bu benim için özellikle bu tarz filmlerde çok önemlidir. Beni hiç kandıramaz öyle şatolardaki ensest ilişkilerin göz yaşartan hikayesi.

    28 Kasım 2011

    Benzer yazılar

    Yorum Ekleme Alanı


    • Anonim :

      […] […]

    • Hüsnü Güneşdoğdu :

      Gerçi Issız Adamı da Çağan Irmak çekmişti halen izlemediğim ve izlemeyi de hiç düşünmediğim bir film olarak tarihe geçti (:

    • Selman :

      İzledim filmi. Sevdim. Olmuş bayağı bayağı